Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Yargıta
21 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Yargıtay Kararları
Eşine Salak Diyen Kocaya Manevi Tazminata Hükmetme
Taraflar arasında görülen boşanma davasında, davalı-karşı davacı kocanın kusurları yanı sıra eşine salak demesi ve düğün fotoğraflarının yırtması anlaşılmıştır. Bu nedenle boşanmaya sebebiyet verilen olaylar nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen eşin kusurlu olan eşten manevi tazminat talep edilmesi öngörülmüştür. Davacı-karşı davalı olan kadının tarafların evliliğinde eşit kusurlu ve ağır kusurlu olmadığından kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden mahkemenin kararını bozmuştur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/18440 Esas, 2014/42 Karar)
Karısına Hakaret Eden ve Karısını Kıskanan Eş
Taraflar arasında görülen boşanma davasında, mahkeme, tarafların eşit kusurlu olduğunu kabul ederek boşanmalarına karar vermiştir. Ancak Yargıtay, boşanma davasında toplanılan deliller ile gerçekleşen kusur yanında karısına hakaret ettiği ve karısına karşı kıskanç olduğunun anlaşıldığını belirterek erkeğin ağır kusurlu olduğunu kabul etmiştir. Mahkeme tarafından verilen eşit kusurlu olması kararı bu gerekçe ile bozulmuştur. (Yargıtay 2018/6451 Esas, 2018/15153 Karar)
Süresinde Cevap Verilmeyen Cevap Dilekçesinde Tazminat Talebi
Davacı tarafından açılan boşanma davasında, davacının açmış olduğu davaya ilişkin davalıya dava dilekçesi tebliğ olmuş ancak yasal süre içerisinde davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Yasal sürenin geçmesi halinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde tazminat ve nafaka talebinde bulunmuş, davacı bu talebe ilişkin açık bir muvafakat beyanında bulunmamıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından davalının talebinin reddine kararı yerine karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/5673 Esas, 2018/14918 Karar)
Kadının Evlenme İle İşini Terk Etmesi Nedeniyle Uğradığı Kazanç Kaybının Tazmini
Davacı kadın, davalı kocasına dava açarak evlenme nedeniyle işini bırakmak zorunda kalması nedeniyle kazanç kaybının olduğu ve sigorta haklarını da yitirmesi, ücretsiz muayene olma hakkını da yitirmesi nedeniyle maddi zararının tazmin edilmesini talep etmiştir. Yargıtay, boşanma nedeniyle talep edilecek olan tazminatta, evlenme nedeniyle yoksun kalınan kazanç ve sigortalılık kaybının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğinden bahisle bozma kararını vermiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/1793 Esas 2004/2619 Karar)
Manevi Tazminatın Faiz Başlangıç Tarihi
Taraflar arasında görülen boşanma davasında, mahkeme tarafından maddi ve manevi tazminat, ziynet eşyası, nafaka, vekalet ücreti yönünden vermiş olduğu karar adına temyiz yoluna başvurulmuştur. Yerel mahkeme, manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş ve manevi tazminatın faizini dava tarihinden geçerli olmak kaydıyla karar vermiştir. Ancak Yargıtay, mahkemenin faize ilişkin vermiş olduğu kararı bozmuştur. Gerekçesinde ise manevi tazminatın boşanmanın eki niteliğinde olduğu ve ancak boşanmanın kesinleşmesi ile muaccel hale gelebileceğinden boşanma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2004/8517 Esas, 2004/9126 Karar)
Eşini Darp Eden Koca Yararına Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada, karşılıklı boşanma davası bulunmaktadır. Taraflar beş yıllık evli olup çocukları bulunmamaktadır. Davalı olan kadının facebook hesabında başka erkeklerle birlikte çekilmiş fotoğraflarının paylaşılması, yazışmalar yapılması ve yine aynı erkek ile gecenin geç saatlere kadar telefonda konuştuğu da telefon kayıtlarından tespit edilmiştir. Davacı erkek, davalı olan eşinin kendisine karşı güven kırıcı hareketlerini öğrendiğinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte fiziksel şiddet uygulamış ve ceza davasında yargılanmıştır. Davacı erkek, haksız tahrik hükmünün uygulanması ile indirime gidilmiştir. Yerel mahkeme, taraflar arasında geçen olayların değerlendirilmesinde davacı erkeğin fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafında kusurlu olduğu ancak davalı kadının daha ağır kusurlu olması nedeniyle davacı koca lehine manevi tazminat ödenmesine hükmedilmiştir. Taraflar söz konusu karar adına temyiz yoluna başvurmuş, Yargıtay mahkeme kararını bozmuştur. Yerel mahkeme, önceki kararında direnmiştir.
Hukuk Genel Kurulu, dosya incelemesinde kadının güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunu, erkeğin güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunu öğrendiğinde eşine fiziksel şiddet uyguladığını tespit etmiştir. Bu nedenle erkek yararına manevi tazminat ödenip ödenmemesi konusunda toplanmıştır.
Kurul çoğunluğu tarafından, davalı kadının güven sarsıcı hareketlerinin erkekte elem ve hiddet yaratmasında her iki tarafın kusurlu olduğu ancak davalı kadının daha ağır kusurlu olduğunu belirterek mahkemenin direnme kararının onanması gerektiğini savunmuştur. Ancak kurulun bir kısım üyeleri ise şiddete sıfır toleransın geçerli olduğu, benzer davalarda fiziksel şiddet uygulayanların tazminat almalarını sağlayacağı gerekçesi ile direnme kararının bozulması gerektiği görüşünü savunmuştur. Tüm bu nedenlerle kurul, sonuç olarak mahkemenin direnme kararını hukuka ve usule uygun bulduğundan onanmasına karar vermiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/2-813 Esas, 2016/157 Karar)
Manevi Tazminatın Amacı
Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından verilen manevi tazminata ilişkin miktar davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay dosya incelemesinde, dosyadaki delillere göre verilen kararda bir yanlışlık görmemiş ancak manevi tazminat miktarına ilişkin incelemede bulunmuştur. Yargıtay, ilamında, manevi tazminatın amacını açıklayarak, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan, bozulan ruhsal dengenin telafi edilmesi ve manevi değerindeki eksilmeyi karşılamak olduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle manevi tazminat miktarı ile kişilik haklarının ihlaline ilişkin fiil arasında oran bulunması gerektiği, bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurmasının amacından sapacağı belirterek bozma kararı vermiştir. Davacı erkek yararına hükmedilen tazminat miktarı fazla bulunmuş ve hakkaniyet ilkesine göre takdir edilen hüküm doğru bulunmamıştır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/12460 Esas, 2016/2831 Karar)
Gelin Kızınızı Götürün Diyen Kocanın Ağır Kusurlu Olması
Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında davacı-karşı davalı erkek eşinin birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşini sevmediğini, evlendiğine pişman olduğunu söylemesi ve diğer taliplerini reddetmesi nedeniyle pişmanlık duyması nedeniyle dava açmıştır. Davalı-karşı davacı kadın ise eşinin ailesiyle görüşmemesi için baskı yaptığını, ailesini arayıp gelin kızınızı götürün demesi, baba evinde kadının darp izleri olduğunun anlaşılması nedeniyle boşanma davası açılmıştır. Mahkeme vermiş olduğu kararda, boşanmaya neden olan olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu olduğunu kabul etmiştir.
Yargıtay dosya incelemesinde kusur durumuna göre davalı-karşı davacı kadının az, davacı-karşı davalı erkeğin ise daha ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin vermiş olduğu kararın gerekçesinin yerinde olmadığına, erkeğin davasının kabulüne ilişkin kusur belirlemesinde gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerektiğini belirtmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/740 Esas, 2015/17272 Karar)
Tazminat Talebi Olmadan Tazminat Kararı Verilemeyeceği
Davacı kadın boşanma ve ziynet eşyası talepli dava açmıştır. İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma talep etmiş ve bunun yanında 30.000 TL tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak tazminat talebi Türk Medeni Kanunu’nun 174. Maddesinin birinci fıkrasından kaynaklanan tazminat talebi değildir. Davacının tazminat talebi ziynet eşyasına ilişkindir. Ancak hakim davacının isteği dışına çıkarak maddi tazminata hükmetmiştir. Yargıtay, hakimin taleple bağlılık ilkesinin ihlal edilerek kurulan hükmü doğru bulmamış ve mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/ 4715 Esas, 2018/ 12799 Karar)