Cinsel İstismar Suçu Yargıtay Kararları
06 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.Zincirleme Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçu İşlenmesi
Sanık, olay günü otobüs içerisinde mağdurun eline dokunmuştur. Sonrasında mağdur, durakta inmiş ve sanık, mağduru takip etmiştir. Mağdur evinin önüne geldiğinde, sanık, mağdurun yüzüne dokunmuştur. Sanık asliye ceza mahkemesinde çocuğun basit cinsel istismarından yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık sanık müdafii ve katılan mağdur vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminde kesinti bulunmadığı ve zaman aralığının olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin zincirleme suç hükümlerine uymadığı halde zincirleme suça ilişkin hükümler uygulanarak ceza verilmesi doğru bulunmamıştır. Yargıtay, mahkemenin kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2017/10097 Esas, 2019/8604 Karar)
Çocuğun Basit Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarının Birlikte İşlenmesi
Olay tarihinde, mağdur yerinde otururken sanık, arka koltuğa geçmiştir. Sanık, arka koltuktan mağdurun saçlarına dokunmuş ve mağdurun saçlarını öpmeye çalışmıştır. Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdurun yargılamanın her aşamasında istikrarlı olarak beyanda bulunduğunu belirtmiştir. Sanığın eyleminin sarkıntılık aşamasında kalan basit cinsel istismar suçu oluşturduğunu eklemiştir. Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararına karşılık bozma kararı vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9306 Esas, 2019/8574 Karar)
Mağdurun Halasının Oğlu Tarafından Cinsel İstismara Maruz Kaldığı İddiası
Davaya konu olan cinsel istismar olayı dört yıllık zaman diliminde yaşanmıştır. Mağdur, sanık olan halasının oğlunun ailesi ile birlikte oturmaktadır. Mağdurun ailesi mağduru 12 yaşında iken sanığın yaşadığı eve göndermiştir. Mağdurun bakımı ve eğitimi, sanık ve ailesi tarafından yapılmaktadır. Mağdur ile sanık aynı odada uyumaktadır, mağdurun ailesi ile sanık reddetmiş olsa da mağdur, sanığın evine sanık ile mağdurun evlendirilmesi için gönderilmiştir. Mağdur, sanıkla yaşadığı evden ayrılmış ve köye, ailesinin yanına dönmüştür. Ancak sanık, mağdurun eve dönmesi için zorlamış, mağdur ise sinir krizi geçirmiştir. Mağdur, kriz esnasında başından geçen cinsel istismar eylemini o anda bulunan tanıklara anlatmıştır. Mağdura yönelik gerçekleştirilen cinsel istismar olayı bu şekilde açıklığa kavuşturulmuştur.
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilmiş, temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay, dosyada olayın intikal şekli, zamanı ve mağdurun desteklenmeyen somut olmayan delil ve çelişen beyanları bulunduğu belirtilmiştir. Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil olmadığı belirtilmiş ve cezalandırılmasına yeter bir delil olmadığı eklenmiştir. Bu nedenle bozma kararı vererek sanığın başka bir suçtan mahkumiyetine dair karar yok ise tahliye edilmesi ve salıverilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak Yargıtay kararını oy birliği ile değil oy çokluğu ile vermiştir.
Karşı oy yazısında üye, mağdurun dört yıl boyunca sanık ile aynı odada uyutulmuş, sanığın cinsel istismar eylemine maruz kalmıştır. Mağdurun olaylar nedeniyle psikolojik tedavi görmesi, soruşturma ve kovuşturma aşamasında psikolog ve avukatı ile beyanı alınması, çelişkili ifade vermemesi, beyanlarında tutarlı olması gibi tüm bu nedenler sanığın zincirleme şekilde basit cinsel istismar suçu işlediği belirtilmiştir. Bu nedenle sanığın cezalandırılması taraftarı olduğu ve ağır ceza mahkemesinin vermiş olduğu kararı doğru bulduğunu belirterek çoğunluğun görüşüne karşı çıktığını belirtmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8518 Esas, 2019/8471 Karar)
Okul Müdürünün Öğrencisine Karşılık Cinsel İstismar Suçu İşlediği İddiası
Mağdur, proje ödevini almak için olay tarihinde müdür olan sanığın odasına gitmiştir. Sanık, mağdurun ödevini vermesinin ardından mağdura kapının arkasından sarılmıştır. Olaydan yaklaşık iki hafta kadar sonra sanık, mağduru odasına çağırmıştır. Sanık, mağduru tekrardan kapının arkasına götürmüş ve ”Sen hep böyle giyin, göğüslerin çok belli olmuş” demiş ve mağdurun göğüslerine dokunmuştur. Başka bir gün de sanık, mağdurun test vermesini istemiş ve yine kapının arkasında kollarını açmış, mağdurun yanına gelerek mağdura sarılmıştır. Mağdura sarıldıktan sonra sanık, mağdurun yanağından birkaç kez öpmüş, birkaç saniye sonra da dudağından öpmüştür.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi ise istinaf başvurusunun esastan reddi kararı vermiştir. İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın mağdura yönelik eylemlerinin ani ve kesintili olarak gerçekleştiği anlaşıldığını belirtmiştir. Mahkemenin sanığın eyleminde sarkıntılık düzeyinde kaldığını gözetmeden hüküm kurulduğu belirtilerek hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle sanık müdafisinin itirazları yerinde görülerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen istinaf başvurusunun reddine yönelik karar hakkında bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9245 Esas, 2019/8531 Karar)
Çocuğun Cinsel İstismarı Şikayetten Vazgeçme
Mağdur, dosyaya konu olan eylemini olay olduktan hemen sonra vermiş olduğu ifadesinde dile getirmediği konuyu olaydan iki gün sonra alınan beyanında dile getirmiştir. Mağdur, sanığın kendisine yönelik anüsüne bıçak soktuğunu ve nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu iddia etmiştir. Bunun üzerine mağdur, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Uzmanlar Kuruluna gönderilmiştir. Kurul raporuna göre mağdurun anüsünde sıyrık olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca raporda mağdurun anlattığı olay tarihi ile uyumlu nitelikte olduğu, fakat anlatımına uygun bulgular tespit edilememiştir.
Ancak mağdur, olaydan yaklaşık beş ay sonra dosyaya yazdığı dilekçe ile sanığın kendisine cinsel bir amaçla eylemde bulunmadığını ve makatına cisim sokmadığını belirterek şikayetten vazgeçtiğini bildirmiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından nitelikli cinsel saldırı ve nitelikli yağma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı kurulmuş, karara karşılık istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Esastan ret kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde deliller ile dosya içerisinde bulunulan bilgilerin çeliştiğini bildirmiştir. Bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddi kararı doğru bulunmamıştır. Temyiz itirazları yerinde görülerek bozma kararı oybirliği ile verilmiş, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9343 Esas, 2019/8436 Karar)
15 Yaşından Küçük Çocuğun Cinsel İstismarı Cezası
Sanık, olayın olduğu tarihte on yedi yaşında olup mağdurun abisinden lisede bir dönem ders almıştır. Olayın olduğu gün mağdurun abisi ile karşılaşan sanık, mağdurun abisinin elindeki poşetleri evine bırakmasını istemiştir. Bunun üzerine sanık, eve gitmiş ve evde gördüğü mağdura poşeti vermiştir. Poşeti verdikten sonra mağdurun arkasından sarılıp öpmüş ve cinsel organını sürttürmüştür. Mağdur, bu olay karşısında bağırmış ve evden ayrılmıştır. Bütün bu olaylar komşu tarafından görülmüş ve olayla ilgili tanık olarak komşu beyanda bulunmuştur.
Mağdurun abisi aynı gece eve gitmiş, mağduru evde bulamayınca komşulardan araştırma yaparak mağdurun bulunduğu yere gitmiştir. Mağdur, abisine durumu ağlayarak anlatmıştır.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde soruşturma evresine beyanı alınan tanık ile istinabe yoluyla dinlenen tanığın beyanlarının yeniden alınması gerektiği ve beyan verilirken mağdurun abisi tarafından bulunduğu süre boyunca nerede olduğu, kimin yanında kaldığının da sorulması gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca bu konuların araştırılması gerektiği de belirtilmiştir. Mahkeme eksik araştırma ile karar verildiği belirterek mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/3885 Esas, 2019/8386 Karar)
Adli Rapordaki Bulgulara Göre Mahkumiyet Kararının Bozulması Kararı
Olay tarihinde suça sürüklenen çocuk ile on beş yaşını tamamlamayan mağdur cinsel olarak yakınlaşmış ve sevişmiştir. Suça sürüklenen çocuk, sevişme sonrasında organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğu iddia edilerek mağdur tarafından şikayetçi olunmuştur. … Devlet Hastanesi’nde görevli adli tıp uzmanları tarafından rapor düzenlenmiş ve cinsel muayenede mağdurda yırtık olmadığı, bakire olduğu bulgusu tespit edilmiştir.
… Üniversitesi … Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık kurulunca heyet raporu düzenlenmiş ve raporda erişkin bir erkeğin penis ile aynı hacim ve sertlikle bakireliğin gideceği belirtilmiştir.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesinde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, yerel mahkemenin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay tarafından incelenen dosyada, öncelikle suça sürüklenen çocuk hakkında kanun gereği hüküm kurulmadan önce son sözünün sorulması gerektiği, son söz sorulmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Üniversite tarafından alınan rapor ve devlet hastanesinden alınan rapor ile cinsel istismar eyleminin organ sokmak suretiyle gerçekleştirildiği hususunda cezalandırılmasına yeter bulgu olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle de kesin, inandırıcı delil olmadan kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur. Sanık hakkında basit cinsel istismar suçundan mahkumiyet kararı verilmesinin doğru olacağı belirtilerek mahkemenin kararına karşılık oy birliği ile bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8304 Esas, 2019/8392 Karar)
Çocuğun Basit Cinsel İstismar Suçuna İlişkin Verilen Beraat Kararına Karşılık Bozma Kararı Verilmesi
Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı suçundan ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beraat kararı verilmiş, ilk derece mahkemesinin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık, suçun işlendiği tarihte gübre taşımak bahanesiyle mağduru tarlaya götürmüştür. Sanık, mağduru tarla yakınında bulunan boş havuza götürmüş ve havuzda mağdurun kollarından tutarak pantolon ve külotunu indirmiştir. Ardından sanık kendi pantolonun indirmiş ve mağdurun arkasında geçerek cinsel organını mağdurun kalçasına sürttürmüştür. Sanığın yaklaşık iki üç dakika kadar eylemi sürmüş ve olay yerine tanıklar gelince eylemini bırakmıştır
Yargıtay, suçun işlendiği tarihten sonra 6545 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiğini ve cinsel istismar suçuna ilişkin değişiklikler yapıldığını belirtmiştir. Bu nedenle sanık hakkında yeni kanuna göre cezalandırılması gerekirken sanık hakkında beraat kararı verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Sanık hakkında verilen beraat kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/8637 Esas, 2019/8311 Karar)
Nitelikli Cinsel İstismar Suçunun İşlenmesi
Sanık, mağdura özel bölgesini göstermiş, ancak cinsel organını mağdurun ağzına soktuğuna dair beyanda bulunmamıştır. Fakat mahkemede tanıklık eden kişi, mağdurun sanığın cinsel organını yalarken gördüğüne dair beyanda bulunmuştur.
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesine bozma talebiyle başvuruda bulunulmuştur. İstinaf, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme karşılık esastan ret kararı, nitelikli cinsel istismar suçuna ilişkin kurulan hükmün kaldırılmasına karar verilerek mahkumiyet kararı verilmiştir.
Yargıtay dosya incelemesinde, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde yer alan ve suç vasfını belirleyen deliller ile dosya içeriğinin çelişmesi nedeniyle kurulan mahkumiyet kararını hukuka uygun bulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kabul edilerek hükmün kaldırılması ve sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismar suçundan mahkumiyetine dair kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiş, dosya Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili dairesine gönderilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9285 Esas, 2019/8336 Karar)
Mağdurda Sanığın DNA’sının Bulunması
Olaydan önce sanık ile mağdur arasında duygusal yakınlık kurmuş ve bu çerçevede arkadaş olmuşlardır. Mağdur, sanık ile olan arkadaşlığını sonlandırmak istemiş, sanık ise ilişkiyi bitirmesine razı olmamıştır. Suçun işlendiği tarihte mağdur babasının yanında otururken sanık telefon ile ısrarlı bir şekilde mağduru aramıştır. Sanık mağdura görüşme talebinde bulunmuş ancak mağdur, reddetmiştir. Sanık, mağdurun kaldığı evin önüne gelerek mağdurla iki dakika konuşmak istemiştir. Mağdur, olumsuz bir durumla karşılaşmamak için sanığın arabasına konuşmak için binmiştir. Mağdur, sanığın yan tarafına ön koltuğa oturmuş yolda giderken 10-15 dakika sonrasında arka tarafta diğer sanığın oturduğunu görmüştür. Bunun üzerine mağdur, geri dönmek istediğini söylemiş ve dönmekte ısrar etmiştir. Sanık, mağduru ormana götürmüş ve ormanda mağduru araçtan çıkararak mağdurun elbiselerini zorla çıkarmış, göğüslerini sıkmıştır. Arka koltukta oturan sanık ile diğer sanık dönüşümlü olarak mağdura ön taraftan organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunmuşlardır. Sabaha kadar bu şekilde devam etmiş, sabahta mağduru evine bırakmışlardır. Mağdur, iki gün boyunca kendisine gelememiş ve daha sonrasında sanıklardan şikayetçi olmuştur. Mağdurun taytı üzerinde kanla karışık meni lekesi ve sanığın sol uyluk diz üstü kısmında morarma tespiti yapılmıştır. Sanıklar üzerine atılı olan suçlamaları inkar etmiş ve sanık, mağdurun kendi rızası ile cinsel birleşme yaşandığını belirtmiştir.
Sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılmıştır. Ağır ceza mahkemesi tarafından mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık itiraz ederek istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kurulan hükme karşılık sanıklar müdafii ve sanık tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdur ile sanığın rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girdiği, diğer sanığın olay yerine gitmeden arabadan ayrıldığı, mağdurun beyanı, diğer sanığın DNA örneğinin bulunmaması, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunamaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin hükme yönelik kurmuş olduğu karar kabul edilmemiştir. Bu nedenle oy çokluğu ile bozma kararı verilmiştir.
Yargıtayın çoğunluk görüşüne uymayan karşı oy yazısında, sanığın savunmasında mağdurla olan sevgililik döneminde 5-6 kez ilişkiye girdiğini beyan etmiştir. Ancak mağdurun ailesi ile yaşadığı evden 00:30’da cinsel ilişkiye girmek için kimseye haber vermeden çıkması, gerekçe sunmadan sabah eve girmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilmiştir. Sanığın savunması suçtan kurtulma amacı olduğu belirtilmiştir. Diğer bir husus da mağdurun olay günü giydiği tayt, sütyen ve pantolon üzerinde diğer sanığa ait DNA örnekleri çıkmaması, mağdurun elbiselere bulaşmaması ihtimalinin bulunduğu da belirtilmiştir. Sanığın sevgilisini arabaya bindirerek ormana gitmesi, cebir, hile ve tehdit kullanması ve sanıkla iştirak halinde mağduru kaçırması sanığın suçu işlediğini göstermektedir. Bu nedenlerle çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8746 Esas, 2019/441 Karar)
Mahkemenin Suç Vasfında Yanılması
Suçun işlendiği tarihte sanık, mağduru yatak odasında sıkıştırmış ve mağdurun omuzlarından tuttuktan sonra kısa süreliğine bacaklarının arasına almıştır. Sanık, mağdurun itiraz etmesinden sonra mağduru bırakmıştır.
Çocuğun basit cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı kurulmuş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusuna esastan ret kararı verilmiştir.
Yargıtay, sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığını gözetmiş ve ilk derece mahkemesinin hükümde suç vasfının yanıldığını belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık olarak bozma kararı verilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru bulunmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin esastan reddine ilişkin hükmüne karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7295 Esas, 2019/368 Karar)
Suça Sürüklenen Çocuğun Cinsel İstismar Suçu İşlemesi
Suçun işlendiği tarihte, suça sürüklenen çocuk, mağdura fındık verme bahanesi ile mağduru çatı katına çıkarmıştır. Suça sürüklenen çocuk çatı katında mağdurun cinsel organını ağzına almış ve emmiş, sonrasında mağdurun poposunu öpmüştür. Suça sürüklenen çocuk, aynı şeyleri mağdurun yapmasını istemiş ancak mağdur kabul etmemiştir. Devamında suça sürüklenen çocuk, basit nitelikli istismar hareketlerine devam ettiği sırada mağduru darp etmiştir.
Suça sürüklenen çocuk, çocuk ağır ceza mahkemesinde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yargılanmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet kararı kurulmuş, hükme temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin suç vasfında yanıldığını belirtmiştir. Hüküm sonrasında yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun ile cezalandırılması gerektiği, niteliğinde yanılgıya düşüldüğü yazılmıştır. Bu nedenle temyiz itirazları yerinde görülmüş, ceza miktarı yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkı saklı kalarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7944 Esas, 2019/358 Karar)
Mahkemenin Gerekçesinin Yeterli Olmaması
Sanık, farklı zamanlarda mağdurun göğüslerini okşamıştır. Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından çocuğun cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık itiraz yoluna başvurulmuştur. İstinaf mahkemesi tarafından esastan reddi kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararda, sanığın eyleminin süreklilik arz etmediği, ani ve kesintili olmadığına dair gerekçeli karar mahkemede belirtilmemiştir. Bu nedenle mahkeme, çocuğun basit cinsel istismarı suçu yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. Temyiz itirazları yerinde görülerek istinaf başvurusu esastan reddedilen hükmün bozulması yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7436 Esas, 2019/291 Karar)
Yanında Çırak Olarak Çalışan Mağdura Karşılık Cinsel İstismar Suçu İşlenmesi
Mağdur, olay tarihinde sanığın yanında çırak olarak çalışmaktadır. Mağdur, sanık aleyhine şikayetçi olmuş, akabinde ise mağdur adli rapor alınması için … Adli Tıp Grup Başkanlığı İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir. Raporda mağdurda rektal sürüntü örneğinde sanığa ait sperm hücresi bulunmuştur, ayrıca sanığın DNA’sı ile uyumlu DNA profili tespit edilmiştir.
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından nitelikli cinsel istismara teşebbüs suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddedilmesi kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kurulan hükme karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay dosya incelemesinde, sanık hakkında hükmolunan cezada artırım yapılması gerekirken çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle mahkumiyet hükmünün bozulması yönünde karar verilmeden istinaf başvurusunun esastan ret kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararının bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7439 Esas, 2019/292 Karar)
On Beş Yaşından Küçük Olan Mağdura Birden Çok Kez Nitelikli Cinsel İstismar Suçu İşlemesi
On beş yaşından küçük olan mağdur birden çok kez annesi tarafından para veya ilaç almak için eczaneye gönderilmiştir. Bunun yanında sanığın talebi üzerine de annesi tarafından dosya zımbalamaya yardım edilmesi için mağduru eczaneye gönderilmesi için talepte bulunulmuştur. Sanık, mağduru eczanenin arka odasında mağdur ile cinsel ilişkiye girmiştir.
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Ağır ceza mahkemesi tarafından verilen karara karşılık istinaf yoluna başvurulmuş, istinaf mahkemesinde istinaf başvurusu kabul edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat ile beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyeti kararı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, mağduru arka odaya sanığın götürmesi eylemini zincirleme şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği gözetilmiştir. Bu nedenle istinaf mahkemesinin sanığı cezalandırma yerine beraati şeklinde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde sanığa verilen cezanın eksik olarak tayin edildiği belirlenmiştir. Katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları yerinde görülerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükme karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7093 Esas, 2019/263 Karar)
Sanığın Eyleminin Ani, Kesintili ve Sürekli Olup Olmadığı
Suçun işlendiği tarihte, sanık, eve doğru yürüyen mağdurun yanına gitmiş ve mağdura sarılarak koluyla mağdurun boğazını tutmuştur. Sonrasında sanık, mağdurun yanaklarından ve dudağından öpmüş, dilini mağdurun ağzının içine uzatmıştır. Daha sonra sanık, mağdurun yanından ayrılmıştır.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf mahkemesi tarafından başvurunun esastan reddi kararı verilmiştir. Sanık müdafii tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin ani ve kesintili olduğunu ve süreklilik arz etmediğinden eylemin sarkıntılık düzeyinde kaldığı belirtilmiştir. Mahkemenin sanığın eyleminde suç vasfında yanıldığı, sanığın eylemi hakkında çocuğun basit cinsel istismarı kabul edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi kararı kanuna aykırı bulunarak sanık müdafiinin temyiz itirazları kabul edilmiştir. İstinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükmün bozulmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir. Ancak karşı üye, Yargıtay’ın oyuna iştirak edememiştir. Karşı oyda mağdurun boğazını tutması, mağdurun ağzının içine dilini uzatması ve sonrasında mağdurun yanından ayrılması eyleminin ani ve kesintili olmadığı, süreklilik arz ettiği belirtilmiştir. Bunun yanında mağdurun on beş yaşından küçük olması nedeniyle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık onanma kararının verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7173 Esas, 2019/243 Karar)
Öğretmenin Öğrencisi ile Aşk Yaşayarak Cinsel İstismar Suçu İşlemesi
Sanık, mağdurun öğretmeni olup telefonla mesajlaşarak arkadaşlık kurulmuştur. Bu süreçte mağdur ile sanık karşılıklı konuşmalarda bulunmuş ve genellikle telefonda Whatsapp üzerinden görüşme yapmışlardır. Sanık ile mağdur okulda buluştuklarında boş sınıfta öpüşmüş, sanık mağdurun sırtına, kalçasına ve göğüslerine dokunmuştur.
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel istismarı suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Esastan ret kararına karşılık sanık müdafii, katılan mağdur vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin ilk fıkrasında düzenlenen yetkinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştiğini belirtmiştir. Bunun yanında koşulları oluştuğu halde aynı maddenin beşinci fıkrasının uygulanması belirtilmiştir. Bu nedenle temyiz itirazları yerinde görülmüş, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. Ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 303. maddesinin vermiş olduğu yetki ile düzeltilmesi mümkün olmadığından düzeltilerek onanması kararı oy çokluğu ile verilmiştir.
Karşı oyda sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçu oluşturduğu belirtilerek çoğunluğun görüşüne katılmamıştır. Bu nedenle hükmün bozulması yerine onanması yönündeki karar uygun bulunmamıştır. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7190 Esas, 2019/236 Karar)
Basit Cinsel İstismara Teşebbüs Suçu İşlenmesi
Olayın olduğu gün sanık, mağduru zeytinliğe götürmüş, mağdura ”Sana dokunayım mı?” diye sormuş ve mağduru arabadan indirmiştir. Mağdur kaçmaya çalışırken sanık tarafından engel olunmuş ve mağdurun kolundan tutmuştur. Sanık, kendi pantolonunu kısmen indirmiş ve mağduru kolundan tutarak kendisine doğru çekiştirmiştir. Ancak tanığın bu durumu görmesi üzerinde bağırmış, sanık toparlanarak kaçmıştır.
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılanmıştır. Mahkeme tarafından sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Ağır ceza mahkemesi tarafından verilen karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf mahkemesi tarafından başvuru esastan reddedilmiştir. Esastan ret kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde, sanığın eyleminin çocuğun cinsel istismarı suçuna teşebbüs olarak nitelendirmiştir. Bu nedenle mahkemenin kurmuş olduğu hükümde suç vasfının tayininde yanıldığı belirtilmiştir. Nitelikli cinsel istismar suçundan kurulan mahkumiyet kararına karşılık istinaf başvurusunun kabulü yetine esastan reddine kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenlerle Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kurulan hükme karşılık oy çokluğu ile bozma kararı vermiştir.
Yargıtayın üyeleri ile aynı görüşe sahip olmayan karşı oyda, sanığın olayın oluşuna göre sanığın eylemi, cinsel amaçla fiziksel temasta bulunduğunu gösterdiğini belirtmiştir. Bu nedenle basit cinsel istismar suçu oluşturduğu belirtilerek çoğunluğun görüşüne katılamamıştır. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7291 Esas, 2019/221 Karar)
Cinsel İstismara Uğradığını Belirten Mağdurun Şikayetini Geri Çekmesi
Mağdur, sanığı sevdiği için sanığın ve diğer sanığın yaşadığı eve kendi rızasıyla gittiğini belirtmiştir. Ancak sonrasında mağdur, sanıkları zorla evde tutarak sırayla sanıklar tarafından istismarda bulunduğunu belirterek sanıklardan şikayetçi olmuşlardır.
Mağdur, şikayetinden sonra kovuşturma esnasında daha önceki beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, ailesinden korktuğundan her ikisinden de şikayetçi olduğunu belirtmiştir. Olayın aslında böyle olmadığını, aralarında duygusal bağ bulunduğu sanık ile ilişkiye girdiğini fakat diğer sanık ile cinsel ilişkiye girmediğini belirtmiştir.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanıkların aralarında iştirak iradesi bulunmadan değişik zamanlarda mağdurla cinsel ilişkiye girildiği belirtilmiştir. Sanıklar mağdura karşılık işledikleri suçu bağımsız olarak işlemişlerdir. Mahkeme tarafından birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi olarak kabul edilerek fazla ceza tayin edilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık oy çokluğu ile bozma kararı verilmiştir.
Karşı oy yazısında mağdurun çelişkili ifadeler verdiğini belirtmiştir. Mağdur, sanıkları korumak için ifadesini değiştirmiş olsa idi her iki sanıkla da ilişkiye girmediğini belirtmesi gerekirdi. Sanıkların suçu işlediğine dair mağdurun beyanı dışında hiçbir delil olmadığı tespit edilmiştir. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, her iki sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı doğru bulunmamıştır. Bu nedenle çoğunluğun görüşüne katılmadığı bu şekilde ifade edilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/6814 Esas, 2019/207 Karar)
Cinsel İstismar Dosyasında Görevsizlik Kararı Verilmesi
Katılan suç tarihinde 12-15 yaş aralığındadır. Olay günü, sanık, katılan çocuğun kıyafetlerini çıkarması için zorlamış, mağdur rızası dışında üzerindeki kıyafetlerini çıkarmıştır. Sanık, katılanın göğüslerine ellemeye çalışmış ancak mağdur kendisini geri çekince sanık dokunamamıştır.
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılanmıştır. Mahkeme tarafından sanığın eyleminin çocuğu cinsel yönden istismar etme suçunu oluşturup oluşturmadığı hususundaki delillerin ağır ceza mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli … Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşılık itiraz edilmiştir. Bunun üzerine … Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararının kaldırılması kararı vermiş olup verilen karara karşılık kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçu olduğunu ve değerlendirmenin de ağır ceza mahkemesi tarafından yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle yapılan itirazın reddi yönünde verilen karar doğru bulunmamıştır. Ağır ceza mahkemesinin vermiş olduğu değişik iş sayılı kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/13180 Esas, 2019/326 Karar)
Birden Fazla Kişinin Birlikte Cinsel İstismar Suçu İşlemesi
Olayın olduğu tarihte, sanıklar mağduru olay yerine araçla götürmüşlerdir. Diğer sanık araç dışına çıkıp beklemiş, diğer sanık ise araç içerisinde mağdurun soyunmasını söylemiştir. Mağdurun kıyafetlerini çıkarmaya başlamış, sanığın mağdurun fotoğrafını çekmeye çalışırken polisler olay yerine gelmiştir. Polislerin olay yerine gelmesi ile sanık eylemine son vermiştir.
Sanıklar hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından kurulan hükümde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet kararı verilmiştir. Karara karşılık olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin cinsel taciz suçu oluşturduğunu belirtmiştir. Cinsel taciz suçunun kovuşturması ve soruşturması şikayete tabi olup mağdur sanıklardan şikayetçi olmadığını belirtmiştir. Mağdurun şikayetinin olmaması nedeniyle mahkemenin kamu davasının düşmesi yönünde karar vermesi gerekirken yargılamaya devam ederek hüküm kurması doğru bulunmamıştır. Tüm bu gerekçeler ile mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık olarak bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/3907 Esas, 2019/25 Karar)
İnternet Kafe Sahibinin Mağdurun Ödevine Yardım Ederken Sarkıntılık Düzeyinde İstismar Suçu İşlemesi
Suç tarihinde mağdur, sanığın işletmiş olduğu internet kafesine bilgisayarda ödev yapmak için gitmiştir. Sanık, mağdura ödev için yardım ettiği sırada, mağdurun kalçasına dokunmuş ve yanağından öpmüştür.
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verilmiştir. Esastan ret olarak verilen karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığını ve eylemin süreklilik arz etmediğini belirtmiştir. Sanığın eylemi hakkında kurulan hükmün yanlış olduğu, sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar suçu olduğu gözetilmediğinden esastan ret kararı doğru bulunmamıştır. Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu esastan ret kararına karşılık olarak bozma yönünde kararı oybirliği ile vermiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8141 Esas, 2019/16 Karar)
Cinsel İstismara Maruz Kalan Mağdurların Beş Yaşında Olması
Suçun işlendiği tarihte mağdur, arkadaşı ile evlerinin yakınında oyun oynamaktadır. Mağdur sanığı ismen tanımakta ve sanık hakkında kendisinin yakınlarında oturduğunu bilmektedir. Sanık elma verme bahanesi ile mağdur ve arkadaşını eve götürmüştür. Sanık, mağdurun arkadaşını bir odaya bırakmış, mağduru ise kendi odasına almış, elinde meyve kesmek için kullandığı bıçağı mağdura dayamıştır. Mağdura bu durumu annesine ya da babasına anlatması halinde mağduru öldüreceğini söyleyerek mağdurun üzerindeki kıyafetleri çıkarmıştır. Mağdurun önce dudağından öpmüş, sonrasında elini öpmüştür. Sanık, mağdurun ayağına bıçak batırmış, bıçağı bacağında gezdirmiştir. Sonrasında mağdurun cinsel organına ellemiş ve sanık, mağdurun yanından ayrılarak mağdurun arkadaşının yanına geçerek mağdurun kıyafetlerini giymesini söylemiştir.
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmış, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına karşılık istinaf yoluna başvurulmuştur. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararı verilmiş, bozma kararına karşılık olarak sanık ve müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mağdurların suçun işlendiği tarihte beş yaşında olduğu, mağdurların bu nedenle çelişen anlatımları olduğu, duruşmada hazır olan psikoloğun mağdurun yaşının küçük olması nedeniyle beyanına itibar edilemeyeceği, olayı hayal dünyasında farklı şekilde yorumlayabileceği ihtimalinin olduğu belirtilmiştir. Diğer bir husus da ilk derece mahkemesinin gerekçesinde, dosya içeriğinin çeliştiği, uygun düşmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verildiğinden mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanık hakkında beraat kararının verilmesi gerektiği, mahkumiyet kararına karşılık bozma kararının verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir. Sanığın tahliyesine karar verilerek oy çokluğu ile bozma kararı verilmiştir.
Karşı oy yazısında, olay tarihinde beş yaşında olan mağdurlar, kendilerini ifade etme imkanları bulunmadığı halde sanık tarafından kendi evine götürüldüğünü tutarlı şekilde belirtmişlerdir. Mağdurun psikolog aracılığıyla alınan beyanında zihinsel gelişiminin normal olduğu, kendisini ifade edebildiği, ifadelerinde tutarsızlıklar olduğu ve bu nedenle beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği konusunda kesin bir şey söyleyemeyeceğini belirtmiştir. Ancak mağdurun kıyafetlerinin çıkarılmadığını belirtip diğer mağdurun ifadesinde kendisine yönelik olan eylemleri açıkça ifade ettiği belirtilmiştir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı isabetli bulunmuş, onanması gerektiği belirtildiğinden çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7238 Esas, 2018/7813 Karar)