Doktor Tarafından İşlenen Resmi Belgede Sahtecilik
11 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.SAĞLIK GÖREVLİLERİNİN RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARI
Sağlık görevlilerinin işlemiş oldukları sahtecilik suçu sebebiyle hangi suçdan dolayı hüküm kurulacağı sağlık görevlisinin kamu görevlisi olup olmamasına göre değişkenlik göstermektedir. TCK da ayrı bir düzenlemeye gidilerek tabip,diş hekimi,eczacı,ebe,hemşire ve diğer sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlemelerini farklı bir madde altında değerlendirilmiştir. Buna göre;
Resmi belge hükmünde belgeler
Madde 210- (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsileden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Bu maddenin uygulama alanı konusunda çelişkiler yaşansa da en sonunda doktrinde görüş birliğine varılabilmiştir. Doktrinde hakim olan görüş TCK2102.maddesinin uygulama alanının kamu görevlisi olmayan özel sağlık çalışanlarının gerçeğe aykırı belge düzenlemeleriyle sınırlı olmasıdır. Gerçektende madde gerekçesine bakıldığında “kamu görevlisi sıfatıyla çalışmasalar bile, tabip diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu kişilerin görevlerinin gereği olarak gerçeğe aykırı belge düzenlemesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.”İfadesinden açıkça düzenlemenin kamu görevlisi olan sağlık mesleği mensuplarını kapsamadığı anlaşılmaktadır.
Sağlık mesleği mensubu kişilerin kamu görevlisi olup olmadıklarının ayrımının nasıl yapılacağına gelecek olursak TCK da yer verilen kamu görevlisi tanımına bakmak gerekecektir. Madde altıya göre kamu görevlisi “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında TCK2102 de sayılan kişilerin serbest meslek sahibi kişiler oldukları kamu görevlisi olmadıkları doktrinde genel kabul görmüştür. Bu kişilerin düzenledikleri belge resmi belge statüsünde kabul edilmiştir. Kamu görevlisi olan hekimin hasta olmayan kişiye hastalık raporu vermesi sonucunda TCK’nın 2102.maddesinde ki değil 2042.maddesinde ki suç oluşmaktadır.
Kamu görevlisi olan sağlık personelinin düzenlemiş olduğu sahte belgeden dolayı cezalandırılması için düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat veya kamunun yada kişilerin zararına bir sonuç doğurması aranmazken, kamu görevlisi olamayan sağlık personelinin düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı belgeden dolayı resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılabilmesi için bu şartlardan birinin gerçekleşmiş olması aranmaktadır.
Kamu görevlisi olmayan sağlık görevlileri, gerçeğe aykırı belge düzenleme eylemlerinden dolayı TCK 210’a göre üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Ancak bu kişilerin düzenlemiş oldukları gerçeğe aykırı belge kişiye haksız bir menfaat sağlıyorsa yada kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğuruyor ise gerçeğe aykırı belge düzenleyen sağlık mesleği mensubu resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır Bunun sebebi sağlık mesleği mensuplarının düzenledikleri belgelere duyulan güvenin korunmasının sağlanmasıdır
Özel hastanede çalışan bir hekim hatır için, menfaati olmaksızın belge düzenlemiş ve bunun sonucunda da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğmamışsa suçun yalın hali gerçekleşmiş olur, eğer hekim bu belgeyi bir menfaat karşılığı düzenlemişse o zaman maddenin ikinci fıkrası uygulama alanı bularak hekim resmi belgede sahtecilikten dolayı cezalandırılır. Hekimi yanıltarak sahte rapor düzenlemesine neden olan hastalar ise dolaylı fail olarak cezalandırılır.
Hekimin sağlık raporu düzenlerken hastayı hiç görmemiş olması veya hiç muayene yapmamış olması durumunda hekimin işlemiş olduğu resmi evrakta sahtecilik suçu mevcuttur. Aynı şekilde özel muayenehanesinde ilaç yazıp, reçeteyi hastanede onaylatan,hastayı hiç görmemesine rağmen reçete yazan hekimin eylemleri de resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturur.
Resmi evrakta sahtecilik suçu kasten işlenebilen bir suç olduğundan dolayı, hekimin düzenlediği raporun herhangi bir yönüyle yanlış olduğunu bilmesi ve sonuca yönelik olarak en az olası kast düzeyinde bir kastının bulunması gerekmektedir. Eğer hekim düzenlediği raporun doğru olduğunu düşünüyorsa neticeye yönelik bir kastının bulunmaması sebebiyle cezalandırılmaz
YARGI KARARLARI
T.C.YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2011/3757 K. 2011/4751 T. 11.4.2011
• DOKTORUN HASTAYI GÖRMEDEN BAŞKASI TARAFINDAN GETİRİLEN SAĞLIK KARNESİNE İLAÇ YAZMASI ( Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturup Oluşturmayacağının Ağır Ceza Mahkemesinde Tartışılacağı )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Doktor Olan Sanıkların Hastaları Görmeden Başkaları Tarafından Getirilen Sağlık Karnelerine İlaç Yazdığı - Eylemlerinin Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturup Oluşturmayacağının Ağır Ceza Mahkemesinde Değerlendirileceği )
• RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Doktor Olan Sanıkların Hastaları Görmeden Başkaları Tarafından Getirilen Sağlık Karnelerine İlaç Yazdığı - Davanın Ağır Ceza Mahkemesinde Değerlendirileceği )
ÖZET : Hekim olan sanıklar hakkında hastaları görmeden ve muayene etmeden kendilerine başkaları tarafından getirilen sağlık karnelerine reçete düzenleyip ilaçlar yazarak imzalayıp kaşeleyerek çeşitli eczanelerce kullanılmasına sebebiyet verdikleri iddiasıyla açılan davada eylemlerinin kanıtlanması halinde resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturabileceği, davaya bakma görevinin ise üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı gözetilmelidir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2007 tarih ve 2007/648 esas sayılı iddianamesi ile hekim olan sanıklar hakkında; hastaları görmeden ve muayene etmeden kendilerine başkaları tarafından getirilen sağlık karnelerine reçete düzenleyip ilaçlar yazarak imzalayıp kaşeleyerek çeşitli eczanelerce kullanılmasına sebebiyet verdikleri" iddiasıyla açılan davada eylemlerinin kanıtlanması halinde 765 Sayılı T.C.K.nun 340 maddesi aracılığıyla 339/1,-1 cümle ve 80. ya da daha sonra yürürlüğe giren 5237 Sayılı T.C.K.nun aynı suça uyan 204/2,43. maddelerinde tanımlanan resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturabileceği, davaya bakma görevinin ise üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı gözetilmeden görevsizlik kararı yerine duruşmaya devamla hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan Bağ-Kur vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN başka yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ E. 2003/12837 K. 2005/11624 T. 8.12.2005
• DOLANDIRICILIK VE SAHTECİLİK ( Sağlık Ocağında Reçete Düzenlenip Resmileştirilerek Yazılan İlaçlar Hak Sahiplerine Verilmediği Halde Verilmiş Gibi Yerlerine İmza Atılıp Bedellerinin Emekli Sandığından Tahsil Edildiği - Görevli Memurun Resmi Belgede Sahteciliği ve Kamu Kurumu Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçunu Oluşturduğu )
• RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Sağlık Ocağında Reçete Düzenlenip Resmileştirilerek Yazılan İlaçlar Hak Sahiplerine Verilmediği Halde Verilmiş Gibi Yerlerine İmza Atılıp Bedellerinin Emekli Sandığından Tahsil Edilmesi Eyleminde Suçun Oluştuğu )
• KAMU KURUMU ZARARINA NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK ( Sağlık Ocağında Reçete Düzenlenip Resmileştirilerek Yazılan İlaçlar Hak Sahiplerine Verilmediği Halde Verilmiş Gibi Yerlerine İmza Atılıp Bedellerinin Emekli Sandığından Tahsil Edilmesi Eyleminde Suçun Oluştuğu )
• REÇETELERDE YAZILAN İLAÇLARI VERMİŞ GİBİ GÖSTERME ( Verilmiş Gibi Yerlerine İmza Atılıp Bedellerinin Emekli Sandığından Tahsil Edilmesi Eyleminde Görevli Memurun Resmi Belgede Sahteciliği ve Kamu Kurumu Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçunu Oluşturduğu )
ÖZET : Emekli Sandığı sağlık yardımından yararlanan hastaların ilaçlarını almak amacıyla sanığa ait eczaneye bıraktıkları sağlık karnelerini, bu kişilerin bilgisi dışında sanık tarafından sağlık ocağında reçete düzenlenip resmileştirilerek, yazılan ilaçlar hak sahiplerine verilmediği halde verilmiş gibi yerlerine imza atılıp bedellerinin Emekli Sandığından tahsil edildiğinin anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin görevli memurun resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.
DAVA : Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanık Atila Oğuz Boyalı ve Sibel Boyalı haklarında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetlerine ilişkin ANKARA 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 1.2.2002 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar savunmanları ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından bozma isteyen tebliğname ile 4.12.2003 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 )-Sanık S. B.'nın eczacı olup Emekli Sandığı ile sözleşmesinin bulunduğu, eşi olan diğer sanık A. B.'nın ise Ayaş İlçesinde bulunan sağlık ocağında görevli doktor olduğu, Emekli Sandığı sağlık yardımından yararlanan hastaların ilaçlarını almak amacıyla sanığa ait eczaneye bıraktıkları sağlık karnelerini, bu kişilerin bilgisi dışında sanık Atilla tarafından sağlık ocağında reçete düzenlenip resmileştirilerek, yazılan ilaçlar hak sahiplerine verilmediği halde verilmiş gibi yerlerine imza atılıp bedellerinin Emekli Sandığından tahsil edildiğinin anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin 765 sayılı TCY.nın 339/1, 80; 504/7, 522.maddelerindeki görevli memurun resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2 )-Sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCY.nın 339/1, 80; 504/7, 522, 523.maddelerine göre, hükümden sonra 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY.nın aynı suça uyan 204/2, 43; 158/1-e, 168/1.maddelerinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ışığında sanıklar yararına olması ve 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
3 )-Kabule göre de;
a-Suçun 1999 yılı içerisinde devam ettiği ve içeriği itibariyle sahte olduğu anlaşılan reçetelerden en sonuncusunun 12.10.1999 tarihli olduğu gözetilmeden 647 sayılı Yasanın 4.maddesi uygulamasında hapis cezasının günlüğünün 10.000 TL.den paraya çevrilmek suretiyle sonuçta eksik para cezasına hükmolunması,
b-Hükümden sonra yürürlüğe giren 4806 sayılı Yasa ile 765 sayılı TCK.nun 30.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, para cezalarında bin liranın artıklarının hesaba katılamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
c-1136 sayılı Avukatlık Yasasının 4667 sayılı Yasa ile değişik 164 /son ve168 /son madde ve fıkraları uyarınca, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesindeki vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı şekilde katılma tarihindeki Tarifenin esas alınması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar A. B., S. B. savunmanları ile katılan idare vekilinin temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.