İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası

02 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.

5237 sayılı TCK m. 181-184 hükümleri arasında “Çevreye Karşı Suçlar” düzenlenmiş ve bu hükümlere aykırı davranan kişilerin cezalandırılacağı belirtilmiştir. Çalışmamızda, “Çevreye Karşı Suçlar” arasında düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçu (TCK m. 184) incelenmeye çalışılacaktır.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI

İmar kirliliğine neden olma suçu; 5237 sayılı TCK’nın 2. Kitabı’nın 3. Kısmının 2. Bölümü’nde yer alan TCK m. 184 hükmünde düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre:

(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) (Ek: 29.6.2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

GEREKÇE

“Madde metninde imar mevzuatında belirlenen usul ve koşullara aykırı olarak inşa faaliyetinde bulunmak, suç olarak kabul edilmiştir. Birinci fıkradaki suç, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur. Böylece, sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa değil; inşaatın sahibi de, bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tür inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişiler de bu suçtan dolayı fail sıfatıyla cezalandırılacaktır. İkinci fıkrada; yapı ruhsatiyesi olmadan başlatıla inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Üçüncü fıkraya göre, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade edilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır. Dördüncü fıkrada bu madde hükümlerinin uygulanma alanı ile ilgili sınırlama getirilmiştir. Bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanabilecektir. Örneğin organize sanayi bölgeleri, özel imar rejimine tabi bölge niteliği taşımaktadır. Ancak, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu sınırlama kabul edilmemiştir. Bu bakımdan, köy sınırları içinde inşa edilen, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu madde hükümleri uygulanabilecektir”.

Suçun Konusu ve Mağduru

TCK m. 184/1’de düzenlenen suçun konusu, belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunan binadır. Yani; belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerler dışında bulunan binalar, TCK m. 184/1 hükmüne konu teşkil etmemektedir.

TCK m. 184/1’de, ruhsatsız/ruhsata aykırı bina yapılması suç olarak kabul edilmiş; bina kavramına nazaran daha geniş anlam taşıyan yapı ise kapsama alınmamıştır.Bu nedenle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, köprü, tünel, rıhtım, yol ve benzeri yapılar suç kapsamına dâhil değildir.

Fail

TCK m. 184/1’e göre suçun faili, ruhsatsız/ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıran kişidir. Ancak, gerekçede, inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişilerin de bu suçtan fail olarak sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. D

Teşebbüs

Teşebbüs mümkün değildir

Yargıtay ise, TCK m. 184/1 hükmünde düzenlenen suç bakımından, inşaata başlanmasıyla suçun tamamlanacağını kabul etmektedir.

İştirak

TCK m. 184/1 hükmü açısından binayı yapan kişi sayısının birden fazla olması durumunda, bu kişilerin iştirak halinde suçu işlediği kabul edilmelidir.95 Ancak, kanunda binayı yapan ve yaptıranın eylemleri birbirinden bağımsız olarak düzenlendiği için, binayı yapan kişi ile yaptıran kişinin iştirak halinde hareket ettiği kabul edilemeyecektir.96 Binanın yapımına ekonomik olarak destek veren kişiler ise yardım eden olarak sorumlu tutulabilecektir. Yine TCK m. 184/1 açısından bina yapanı/yaptıranı azmettiren kişi de suça iştirak etmiş sayılacaktır.

İçtima

Ruhsatsız/ruhsata aykırı yapılan binanın birden fazla katlı olması veya tek katlı olmakla birlikte birden fazla bölüme sahip olması, suçun da birden fazla olduğu anlamına gelmemektedir. Ancak, araya zaman ve mekân farklılığının girdiği durumlarda, diğer şartlar da mevcutsa zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Örneğin, verdiği karar üzerine, her sene binanın bir katını çıkan kişinin TCK m. 184/1 hükmünü zincirleme şekilde ihlal ettiği söylenebilir.102 Yine doktrinde, ruhsatsız bina yapıldığının ilgili görevlilerce fark edilmesi ve binanın mühürlenmesi üzerine, inşaata devam edilmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı103 ve fakat ilk tespit sonrasında fail hakkında dava açıldıktan sonra inşaata devam edilmesi ihtimalinde birden fazla suç oluşacağı, yani gerçek içtima hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmektedir.

ETKİN PİŞMANLIK:

TCK M. 184/5 5237 sayılı TCK m. 184/5 hükmüne göre. “Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hâle getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkûm oluna ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar”.