Soybağının Reddi Davası
01 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.SOYBAĞININ REDDİ DAVASI
Soybağının reddini sağlayabilmek için soybağının reddi davasının açılması gerekir. Bu anlamda soybağının reddini sağlamak tek taraflı bir irade açıklamasıyla veya anlaşmayla mümkün olmaz.
Soybağının Reddi Davasında Davacı Taraf
Soybağının reddi davasını açma hakkı prensip itibariyle kocaya tanınmıştır. Ancak kanun koyucu koca dışında çocuğa, şartların oluşması halinde kocanın altsoyu ile ana ve babasına ayrıca baba olduğunu iddia eden kişiye de dava açma hakkı tanınmıştır.
Koca
Soybağının reddi davası esas olarak, çocuğun babasının koca olduğu düşüncesine dayandığı için bu davayı açma hakkı ilk etapta kocaya tanınmıştır. (MK m.286/1) Soybağının reddi davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması hasebiyle bu davanın bizzat koca tarafından açılması gerekir. Bu noktada koca sınırlı ehliyetsiz olsa dahi bu davayı yasal temsilcisinin iznine gerek duymadan açabilir. (MK m.16/1) Koca tam ehliyetsiz ise yasal temsilcisinin ya da atanacak bir kayyımın onun adına dava açması mümkün değildir. Ancak MK m.291 hükmü şartları çerçevesinde diğer ilgililerin kendi adlarına dava açma hakkı doğabilir.
Soybağının reddi davasının en başta kocaya tanınmasının sebebi kendisinden olmayan çocuktan ve onun mali yükünden kurtulmasında menfaati olmasıdır.
Çocuk
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun’umuzda ise açıkça çocuğa soybağının reddi davası açma hakkını tanınmıştır. (MK m.286/2) Yeni Medeni Kanuna göre ergin olmayan çocuk adına soybağının reddi davası kendisine atanacak kayyım tarafından açılır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamışsa çocuk ergin olduktan bir yıl içinde bizzat kendisi dava açabilir. (MK m.289/2) Çocuğun dava açmadan ölmesi halinde soybağının reddi davası açma hakkı sona erecektir. Bu noktada dava açma hakkının mirasçılara geçmesi söz konusu olmaz.
Diğer İlgililer
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun m.291 aynı konuda dava açabilecek olanların kapsamını daraltmıştır. Kocanın dava açma süresinin geçmesinden önce ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi yahut da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmesi halinde dava hakkı, çocukla birlikte mirasçı olanların veya çocuk sebebiyle mirasın dışında kalanların hepsine değil, fakat bunlardan sadece kocanın alt soyuna, anasına ve babasına tanınmıştır. Bunun dışında dava açabileceklere baba olduğunu iddia eden kişi de ilave edilmiştir.
MK m.291 çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan kocanın altsoyu, ana ve babası ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde dava açabileceklerdir. Bu bağlamda koca dava açma süresi içerisinde dava açmamışsa sürenin sona ermesinden sonra kocanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi kocanın altsoyunun, ana ve babasının ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan kişinin soybağının reddi davasını açma hakkına sahip olmaları neticesini doğurmaz39. Şayet koca çocuğun kendisinden olduğunu açık veya zımni olarak kabul etmiş ise, kocanın dava açma süresi sona ermeden ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybı durumunda da baba olduğunu iddia eden kişi dışındaki ilgililerin dava açma hakkına sahip olmaları söz konusu değildir. Bundan başka dava açma süresi sona ermeden kocanın ayırt etme gücünü geçici olarak kaybetmesi, diğer ilgililerin dava hakkına sahip olması neticesini doğurmaz. Bu durum MK m.289/3 çerçevesinde haklı sebep teşkil eder ve koca ayırt etme gücünü kazandığı zaman kendisi dava açabilir.
Soybağının reddi davası açmaya hakkı bulunan diğer ilgililerin dava hakkı kanun tarafından doğrudan kendilerine tanınmıştır. Kocanın dava hakkının intikali gibi bir durum söz konusu değildir. Soybağının reddi imkânına sahip olan ilgililerin dava hakkı birbirinden bağımsız olduğu için ilgililerden birinin açtığı soybağının reddi davasının kaybı diğerlerinin dava hakkını etkilemez. Bunun yanında ilgililerden birinin açtığı soybağının reddi davasının kazanılıp soybağı reddedilirse verilen hükümden diğer ilgililerde yararlanır.
Soybağının Reddi Davasında Davalı Taraf
Çocuk dışındaki dava açma hakkı olanların açacakları soybağının reddi davasında davalı olarak ana ve çocuk gösterilir. Çocuğun açacağı soybağının reddi davasında ise davalı olarak ana ve koca gösterilir.
Ana ve Çocuk
Soybağının reddi davası koca tarafından açıldığında davalı tarafta ana ve çocuk bulunur. (MK m.286/1) Soybağının reddi davası sadece anaya karşı açılamaz. Soybağının reddi davasında ana ve çocuk arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu için davanın ana ve çocuğa karşı açılması gerekir. Yalnızca ana ya da yalnızca çocuğa karşı yöneltilen dava reddedilir. Çocuk davada bir kayyım tarafından temsil edilir. Ananın menfaati ile çocuğun menfaati çatışabileceği için ananın kayyım olarak atanmaması yerinde olur.
Soybağının reddi davası çocuğun ölümü halinde ana ile birlikte çocuğun mirasçılarına yöneltilir. Ananın ölümü halinde ise dava sadece çocuğa karşı yöneltilir. Ana ve çocuğun ölümü halinde soybağının reddi davasının açılması, davacı kocanın soybağının reddinde menfaatinin bulunması durumunda söz konusu olur. Bu durumda davanın mirasçılara yöneltilmesi gerekecektir.
Ana ve Koca
Soybağının reddi davasının çocuk tarafından açılması durumunda davalı koltuğunda ana ve koca oturur. (MK m.286/2) Davanın çocuk adına kayyımca açılması durumunda da davalı taraf yine ana ve kocadır. Davanın çocuk tarafından veya onun adına kayyımca açılması durumunda da ana ve koca arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunur.
MK m.291 son fıkrası soybağının reddi davasının diğer ilgililer tarafından açıldığı durumlarda, kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanmasını öngörmektedir. Bu bağlamda soybağının reddi davasının kocanın altsoyu, ana ve babası tarafından açıldığı hallerde davalı tarafta ana ve çocuk, davanın gerçekte baba olduğu iddiasında olan kişi tarafından açılması halinde ise davalı tarafta ana, çocuk ve kocanın yer alması gerekir.
Soybağının Reddi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. (MK m.283) Hüküm bağlamında soybağının reddi davası, davacı ve davalının dava veya çocuğun doğumu esnasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir. Taraflardan hiçbirinin Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması durumunda soybağının reddi davasında yetkili mahkeme 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 41.maddesi hükmüne göre belirlenecektir. Anılan maddeye göre; “Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde, Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması halinde ilgilinin sakin olduğu yer, Türkiye’de sakin değilse Türkiye’de son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığI takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.”
Soybağının reddi davasında görevli mahkeme ise Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi bağlamında aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacaktır.
Soybağının Reddi Davasında Hak Düşürücü Süreler
Soybağının reddi davasında dava açma süreleri büyük önem taşımaktadır. Kanunda belirtilen sürelerin kaçırılması ciddi sonuçların doğmasına sebep olmaktadır. Nitekim sürenin kaçırılması ile soybağı reddedilmek istenen çocuğun davacı kocanın nüfusunda kalması, onun mirasçı sıfatını sürdürmesi mümkün olabilecektir.
MK m.289 koca ve çocuk tarafından açılacak dava için MK m.291 ise diğer ilgililer ve kayyımca çocuk adına açılacak dava için hak düşürücü süreler öngörmektedir. Soybağının reddini talep etmek yenilik doğurucu bir haktır ve yenilik doğurucu haklar kural olarak zamanaşımına değil hak düşürücü süreye tabidir. Burada belirtilen sürelerin hak düşürücü süre olması sürelerin durmasına ve kesilmesine engel oluşturmaktadır. Sürenin dolduğu hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
743 sayılı Eski Medeni Kanun döneminde öngörülmüş olan bir aylık kısa süre 4721 sayılı Yeni Medeni Kanun ile 1 yıla çıkarılmış olup ayrıca kocanın ve kayyımın açacağı dava bakımından beş yıllık ikinci bir süre daha kabul edilmiştir.
Madde düzenlemesine göre koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır.
Soybağının reddi davasında davacı çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde davayı açmalıdır. (MK m289/2) Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım ise atama kararının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl, herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açacaktır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamış veya çocuğa atanan kayyım tarafından dava açılmamış olması çocuğun ergin olduktan sonra dava açmasına engel oluşturmaz.
Diğer ilgililer (kocanın altsoyu, ana ve babası, gerçek baba olduğunu iddia eden kişi) soybağının reddi davasını, doğumu ve kocanın ölümünü, ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı verildiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde açabileceklerdir. (MK m.291/1)
Dava Açma Süresinin Uzaması
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun ise bu konuda m.289/3 hükmünü öngörmüştür. Maddeye göre; “Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” Bu hüküm uyarınca soybağının reddi davasının süresinde açılamadığı hallerde, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, soybağının reddi davasına ilişkin olarak kabul edilen bir yıllık süre haklı sebep teşkil eden durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır. MK m.289/3 her ne kadar koca ve çocuğun dava hakkına ilişkin olsa da MK m.291/3 bağlamında diğer ilgililerin dava açma hakkı bakımından da uygulanacaktır.
Hangi durumların haklı neden oluşturacağının takdiri MK 4 bağlamında hakime aittir. Haklı nedenlere örnek olarak; kocanın ayırt etme gücünü geçici olarak kaybetmesi, kocanın cezaevinde bulunması, yurtdışında çalışıyor olması, ağır bir hastalık nedeniyle bir hastanede tedavi altında olması, bulaşıcı bir hastalık nedeniyle karantina sahası içerisinde mahsur kalması gösterilebilir. Bunun yanında kocanın çocuğun kendisinden olmadığını bilmesine rağmen, aile şerefini korumak için soybağının reddi davası açmaması, ancak bu hususun ortaya çıkmasından sonra dava açması, karısının gebe kaldığı dönemde bir başka erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu bilmesine rağmen ancak karısının bu hususu ikrar etmesinden veya zina nedeniyle açtığı boşanma davasının sonuçlanmasından önce soybağının reddi davası açmaması sürenin uzaması neticesini doğuracak haklı neden olarak kabul edilmemektedir.
MK m.289/3 çerçevesinde gecikmeyi haklı kılacak nedenlerin bulunması söz konusu olmasa da sürenin sona ermesinden önce açılmış bulunan soybağının reddi davası usul eksikliğinden reddedilirse bu sırada dava açma süresi sona erse bile, davacı BK.m.137 hükmünün kıyasen uygulanması yoluyla 60 günlük ek süre içerisinde davasını yeniden yöneltebilir.
Soybağının Reddi Davasının Sonuçları
Medeni Kanuna göre mahkemece verilen soybağının reddine ilişkin karar kesinleşince, çocuk ile koca arasındaki soybağı ortadan kalkar. Ancak eski kanundan farklı olarak çocuğun anaya karşı soybağında herhangi bir değişiklik söz konusu olmaz. Yeni Medeni Kanun sahih nesep-gayrisahih nesep ayrımını kaldırdığı için koca yönünden soybağı reddedilen çocuğun, anaya karşı da gayri sahih nesepli duruma gelmesi artık söz konusu değildir.
Davacının soybağının reddine ilişkin talebinin mahkemece kabulü neticesinde verilen hükmün sonucu, çocuk lehine o güne kadar geçerli olan babalık karinesinin artık hüküm ifade etmemesidir. Soybağının reddi davasında soybağının reddi kararı yenilik doğuran bir hüküm niteliğinde olduğu için hükmün kesinleşmesiyle beraber çocuk ile koca arasındaki soybağı geçmişe etkili olarak, çocuğun doğumu tarihinden itibaren ortadan kalkar. Çocuk doğumdan itibaren baba yönünden soybağına sahip olmayan çocuk haline gelir. Soybağının reddi kararı ile anasına kalan çocukla, anasının kocası arasında hukuken hiçbir ilişki ve bağ kalmadığından çocuk, anasının kocasının soyadını taşıyamaz, mirasçısı olamaz. Soybağının reddi kararı çocuğun anası ile olan soybağını ise etkilemez.
Soybağının reddi kararı herkese karşı etkilidir. Soybağı statüsünde oluşan değişiklik dava açsın açmasın herkesi etkiler. Soybağının reddine ilişkin karar geçmişe etkili olduğu için kocanın, çocuğa karşı soybağının mevcudiyetinden kaynaklanan bakım ve eğitim harcamalarını karşılama yükümlülüğü ile nafaka yükümlülüğü son bulduğu gibi çocuk için daha önce yapılan edimlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümleri (BK.m.61 vd.) kapsamında anadan ve çocuk ile soybağı nın kurulması durumunda gerçek babadan istenebilir. Çocuğa karşı iade talebinin yöneltilmesine ise BK.m.63/1 engel oluşturur.