Trabzon İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası

31 March 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.

İş kazası nedir?

Sigortalı çalışanın işyerinde uğradığı ve o an ya da daha sonra işgücü kaybı, yaralanma, sakatlanma gibi sonuçların doğmasına sebep olan kaza/olay iş kazası olarak kabul edilir.

İş kazası sonucunda açılabilecek tazminat davaları nelerdir?

İş kazası gerçekleşmesi durumunda şayet işçinin yaralanması ya da ölmesi söz konusu olduysa öncelikle ceza davası açılır. Ceza davası Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk kuvvetleri tarafından başlatılan soruşturma sonucunda açılır ve işçinin bu davadan vazgeçmek gibi bir hakkı yoktur. Bununla birlikte iş kazasının gerçekleşmesi durumunda işçi maddi ve manevi tazminat talep etmek için tazminat davası da açabilir. Bu davaların açılması işçinin inisiyatifindedir. İş kazası sonucunda işçinin açabileceği üç çeşit tazminat davası vardır. Bunlar; maddi tazminat davası, manevi tazminat davası ve destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.

Maddi tazminat davası

İşçinin iş kazası geçirmesi sonucunda bedenen ya da psikolojik olarak zarar görmesi söz konusu olduysa, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’na göre dava açma ve tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. İş kazası sonucunda zarar gören ya da ölen işçi tarafından açılacak maddi tazminat davası sonucunda ilgili kanunun 51, 52, 53 ve 54. maddelerine göre, bazı giderlerinin işveren tarafından karşılanması talep edilebilecektir. İşçinin ölmesi halinde ilgili kanunun 53. maddesine göre;

  • Cenaze giderleri,
  • Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar,

İşçinin bedensel zarara uğraması halinde ilgili kanunun 54. maddesine göre;

  • Tedavi giderleri,
  • Kazanç kaybı,
  • Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar,

için maddi tazminat davası açılabilmektedir. Bununla birlikte iş kazası sonucunda açılacak maddi tazminat davasının en önemli ayağını işçinin işgücünün azalması ya da işgücünü tamamen kaybetmesine bağlı olarak uğrayacağı maddi ve manevi kayıplar ile, gelecekte ekonomik olarak uğranacak zararlar oluşturmaktadır.

Bu yüzden iş kazası sonucunda açılacak maddi tazminat davalarından en iyi sonucun alınması ve işçinin mağduriyetinin mümkün olduğunca giderilmesi için SGK müfettişleri ve yetkilileri tarafından hazırlanan tutanak ve raporlar oldukça önemlidir. İş kazası geçiren işçinin maaşı, sigorta bilgileri, çalışma koşulları ile iş kazasına yönelik tüm detaylar ve tanık ifadeleri maddi tazminat davasının seyri ve işçiye verilecek tazminat tutarlarının belirlenmesinde oldukça önemli rol oynayacaktır.

Manevi tazminat davası

İşçinin iş kazası geçirmesi sonucunda manevi tazminat talebinde bulunma hakkı tıpkı maddi tazminat talebi hakkı gibi 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. İlgili kanunun 56. Maddesinde;

“Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

hükmüne göre işçi iş kazası geçirmesi sonucunda bedensel olarak zarara uğramış ya da ölmüşse manevi tazminat hakkı söz konusu olacaktır. İş kazası sonucunda manevi tazminat davası talebinde bulunabilmek için;

  • Fiil,
  • Fiil sonucunda bir zararın meydana gelmesi,
  • Fiil ile zarar arasında illiyet bağının bulunması,
  • Fiilin hukuka aykırı olması,
  • İşçinin cismani olarak zarar görmesi, şartlarının sağlanması gerekmektedir. Bununla birlikte eğer işçi ölmüşse ailesinin manevi tazminat talebinde bulunması mümkündür. Ek olarak işçi ölmemiş, cismani zarara uğramış ve bunun sonucunda ailesi (eşi ve/veya çocukları) de bu durumdan maddi ve manevi açıdan etkilenmiş, ekonomik olarak kayba uğramış, psikolojik olarak etkilenmiş ise yine manevi tazminat talebinde bulunmaları mümkün olacaktır.

Destekten yoksun kalma tazminatı

İş kazası sonucunda açılabilecek bir diğer tazminat davası da destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı adından da anlaşılacağı gibi iş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda ölen işçinin desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği bir tazminat türüdür. İş kazası sonucunda bu tazminatın talep edilebilmesi için ön koşul, işçinin ölmüş olmasıdır. İşçinin iş kazası sonucunda ölmesi halinde hayattayken bakmakla yükümlü olduğu ya da işçinin desteğine muhtaç olan eş, çocuk ya da diğer yakınları işçinin ölmesi sonucunda onun desteğinden yoksun kalacaklardır. Bu nedenle ölen işçinin desteğine muhtaç olan aile bireyleri ya da yakınları işçinin iş kazası geçirip ölmesi söz konusu olursa destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmak için dava açabilecektir. Bu tazminatın talep edilebilmesi için;

  • İşçinin destekten yoksun kalan kişilere hayattayken bakabilecek güçte olması,
  • Tazminat talebinde bulunan kişilerin işçinin yardımına gerçekten muhtaç olması,

koşullarının sağlanması gerekmektedir.

Faiz

İş kazası sonucunda açılacak tazminat davalarıyla alakalı merak edilen konulardan biri de tazminata uygulanacak faizle alakalıdır. Söz konusu tazminatın faizi kanunda ve yargıtay kararlarında görüldüğü üzere iş kazasının gerçekleştiği gün başlayacaktır. Bununla birlikte uygulanacak faiz oranı güncel yasal faiz oranıdır.

Mahkeme

İş kazası sonucunda açılacak maddi ve manevi tazminat davaları İş Mahkemesi bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri ’nde görülmektedir.

Zamanaşımı

İş kazası sonucunda açılacak maddi ve manevi tazminat davaları için zamanaşımı süresi 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde;

“Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.”