Vasi Tayini Davası
01 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.Akıl Hastalığı Nedeniyle Kısıtlama ve Vasi Tayini
Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama kararı ve vasi tayini kararı verilmesi ilgililerin talebi üzerine kısıtlanacak kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Kısıtlama talep edebilecek ilgililer kısıtlanması talep edilen kişinin eşi veya çocukları olabileceği gibi bu duruma şahitlik eden idari merciler de olabilir. Mahkeme kısıtlama kararı vermeden önce gerekli incelemeleri ve araştırmaları gerçekleştirir, uzman heyetten alacağı sağlık kurulu raporuna göre karar verir.
Türk Medeni Kanunu
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı
Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.
Akıl hastalığı Nedeniyle Kısıtlama Sebepleri
Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı Türk Medeni Kanunu’nda bir kısıtlanma sebebi olarak sayılmaktadır. Buradaki amaç bazen kısıtlanacak kişiyi ve bazen de kısıtlanacak kişinin etrafındakileri korumaktadır. Yukarıda da paylaştığımız madde metninde akıl hastalığı sebebiyle kısıtlamanın 3 gerekçesi ön plana çıkmaktadır.
Akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle kendi işlerini göremeyecek durumda olan kişinin kısıtlanmasına karar verilebilmektedir. Buradaki amaç kişinin kendisini korumaktır. Kısıtlanma ile kişiye vasi tayin edileceğinden, kısıtlananı borç altına sokacak tüm iş ve işlemlerde vasinin onayı ve müdahalesi gerekecektir. Elbetteki tüm bu işlemler vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi ve bazı durumlarda da denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gözetimi ve denetimi altında gerçekleştirilmektedir. Vasinin bu mercilerden gerekli izinleri alarak hareket etmesi icap etmektedir.
Diğer bir kısıtlanma gerekçesi de kişinin akıl hastalığı ve zayıflığı nedeniyle korunması ve bakımının gerekmesi, sürekli yardıma muhtaç halde bulunmasıdır. Bu durumda olan akıl hastası ve akıl zayıflığı bulunan kişiler de kısıtlanabilmektedir. Son olarak da akıl hastası olan kişinin başkalarının güvenliğini tehlikeye sokması halidir. Bu durumda olan akıl hastalarının da mahkeme kararıyla kısıtlanmasına karar verilebilmektedir.
Sağlık Kurulu Raporu
İlgililerin başvurusu üzerine yargılamayı gerçekleştirecek olan Sulh Hukuk Mahkemesi kısıtlama ve vasi tayini için gerçekleştirdiği yargılama sürecinde kısıtlanması talep edilen şahsın gerçekten de kısıtlanmasını gerektirir bir akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bulunup bulunmadığı konusunda resmi sağlık kurulu raporu almaktadır. Burada alınacak raporun niteliği de son derece önemlidir. Tek hekim tarafından düzenlenen raporu Yargıtay kısıtlanma için yeterli görmemekte, mutlaka alanında uzman hekimlerden oluşan bir sağlık kurulu heyeti veya Adli Tıp Kurumu’nun ilgili ihtisas dairesinden alınmış bir heyet raporuna göre karar verilmesi gerektiğini belirtmektedir.
İlgilinin dinlenilmesi ve bilirkişi raporu
Madde 409/2
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
Madde metninde de belirtildiği üzere mahkemenin sağlık kurulu raporu alması kanuni zorunluluktur. Ancak mahkeme sağlık kurulu raporu aldıktan sonra dilerse kısıtlanması talep edilen kişiyi kendisi de mahkeme huzurunda dinleyebilir. Burada mahkemenin kısıtlanacak kişiyi dinlerken kurul raporunu da göz önünde tutması gerekmektedir
Vasi Tayini İle Görevlendirilecek Vasi
Mahkeme eğer aldığı rapor ve topladığı deliller ışığında kişinin kısıtlanması gerektiğine kanaat getirirse, kısıtlama kararı ile birlikte vasi tayini kararı da verir. Kısıtlanan kişinin tasarruf işlemlerini gerçekleştirecek olan vasi kanunda belirtilen kriterlere göre belirlenir ve belirli istisnai durumlar haricinde vasinin bu karara itiraz hakkı da bulunmamaktadır. Vasi genelde bir kişi olmakla birlikte birden fazla kişinin vasi olarak tayin edilmesi de kanunen mümkündür.
Mahkeme vasi tayini için kısıtlanacak olan kişiye vasi olarak atanmasını istediği kişiyi sorabilir. Mahkeme önceliği kısıtlanacak kişinin talep ettiği şahsa vermelidir. Bunun yanında yakınlık bakımından öncelik eş ve akrabalarındır. Mahkeme eğer menfaat çatışması yoksa veya başkaca bir mani durum yoksa kısıtlanacak kişinin eşini, çocuklarından birini veya bir yakın akrabasını vasi olarak tayin edebilir.
Vasi olarak tayin edilen kişi istisnai haller hariç bu karara itiraz edemez. Bu istisnai haller vasinin 60 yaşını doldurmuş olması, bedensel engeli veya sürekli rahatsızlığı olması, başka bir vasilik görevi bulunması, cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, hakimlik ve savcılık görevlerinden birini icra ediyor olması halleridir. Kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar, haysiyetsiz yaşam sürenler ile menfaati kısıtlanacak kişi ile önemli ölçüde çatışanlar vasi olarak tayin edilemezler.
Vesayete ilişkin mahkeme kararına 10 gün içerisinde itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz üzerine sulh hukuk mahkemesi kararını gözden geçirir. Eğer yerinde görmezse itirazı değerlendirmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderir. Nihai kararı denetim makamı sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi verir.
Vasinin Görevi
Madde 403- Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.
Vasi kısıtlıyı korumak, kişisel işlerinde ona yardım etmekle yükümlü kılınmıştır. Gerekli görülürse vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin de onayıyla kısıtlananın bakımı için bir kuruma yerleştirilmesi de mümkündür. Kendisine veya çevreye zararı olacak şekilde akıl hastalığı bulunan kısıtlının ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde alıkonulmasına da karar verilebilir.
Ayrıca vasi kısıtlıyı bütün hukuki işlemlerinde temsil eder. Tasarruf işlemlerini kısıtlı adına gerçekleştirir. Ancak bu işlemleri önem derecesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin onayı ile gerçekleştirmek mecburiyetindedir. Vesayet altındaki kişi adına hiçbir şekilde kefil olunamaz, vakıf kurulamaz ve önemli bağışlamalarda bulunamaz. Bu işlemler kanun tarafından yasaklanmıştır.
Vasi 2 yıl için atanır. Bu süre her defasında 2’şer yıl üzere uzatılabilir. 4 yılı dolduran vasi vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Vasi, vesayet görevine ilişkin olarak kısıtlının malvarlığından veya hazineden kendisine ücret verilmesini Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talep edebilir. Vasi tayini ve akıl hastalığı nedeniyle kısıtlama hakkındaki diğer sorularınızı bu yazının altındaki yorum kısmına ekleyebilirsiniz.