Yoksulluk Nafakası Şartları
01 April 2020 - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.YOKSULLUK NAFAKASI
Evlilik birliği sona erse de boşanan eşlerin birbirine karşı yükümlülükleri şartların oluşması halinde devam edecektir. Yoksulluk nafakasıTürk Medeni Kanunu’nda düzenlenmış ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek eşe verilecek yardım olarak tanımlanabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası şu şekilde düzenlenmiştir : ‘ Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.’
Yoksulluk Nafakasının Şartları Nelerdir ?
Ağır Kusurlu Olan Eş Yoksulluk Nafakasına Hak Kazanamaz : Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakasına hak kazanabilmek için en temel şart, yoksulluk nafakası alacak eşin ağır kusurlu olmamasıdır. Nitekim madde metninde de açıkça belirtildiği üzere boşanmada ağır kusuru olmayan eşten bahsedilmiş ve yoksulluk nafakası verilecek eşin ağır kusurlu olmaması gerekliliği belirtilmiştir.
Eşit Kusurlu Eşler Yoksulluk Nafakası Alabilir : Boşanma davasında boşanmaya karar veren Aile Mahkemesi Hakimi, eşlerin eşit kusurlu olduğuna hükmedebilir. Böyle bir durumda yoksulluk nafakası hususunu da talep varsa inceleyecek olan hakim tarafların birinin yoksulluğa düşeceğine kanaat getirirse muhakkak ki yoksulluk nafakasına hükmedecektir.
Kusursuz Eş Yoksulluk Nafakası Alabilir : Evlilik birliğinin sona ermesinde kusuru olmayan eş yoksulluk nafakası almaya hak kazanacaktır. Yoksulluk nafakasına hak kazanabilme şartlarının varlığı halinde kusursuz eş, yoksulluk nafakasına hak kazanacaktır.
Yoksulluk Nafakası Ödeyecek Olan Kişinin Kusuru Önemli Midir ?
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde yoksulluk nafakası düzenlenmiş olup maddenin son cümlesinde ‘nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz’ denilmiştir. Yoksulluk nafakasını ödeyecek olan eşin kusurlu olup olmaması nafakanın ödenmesinde herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Kısaca belirtmek gerekirse ; yargılama neticesinde eşlerden birinin diğerine yoksulluk nafakası ödemesine karar verildiğinde nafakayı ödeyecek eşin kusuru önem taşımayacaktır. Nitekim taraflar eşit kusurlu bir şekilde de boşanmış olabilirler. Ancak yukarıda bahsettiğimiz üzere yoksulluğa düşecek eşin diğer eşten ağır kusurlu ise yoksulluk nafakasına hükmedilemeyecektir.
Boşanma Sonrasında Başkasıyla Fiilen Evliymiş Gibi Yaşama Halinde Nafaka
Evlilik birliğinin sona ermesinden sonra eşler yeni yaşantılarına başlar ve boşanmanın sonuçlarını bir kenara bırakırlar. Lehine yoksulluk nafakası hükmedilmiş olan eş, başka birisiyle resmi/gayriresmi yaşayabilir. Nafakaya hak kazanmış olan eş, yoksulluk nafakasını alabilmek amacıyla resmi bir şekilde evlilik yapmaksızın fiilen evlilik yaşantısı sürebilir. Ülkemizde sıklıkla bu şekilde birliktelikler olmakta ve bu hususlar da Yüksek Mahkemenin önüne gelmektedir. Böyle bir durumda, fiilen evliymiş gibi yaşayan eş artık yoksulluk nafakası alamayacaktır. Böyle bir durum boşanma davası devam ederken ortaya çıkarsa Aile Mahkemesi eş yararına yoksulluk ve tedbir nafakasına hükmetmeyecektir. Boşanma sonrası meydana çıkması halinde de yoksulluk nafakasının iptali davası açılmalı ve nafakanın bu nedenlerle iptali istenmelidir.
KİMLER YOKSULLLUK NAFAKASI ALABİLİR ?
Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesi gereği boşanma neticesinde yoksulluğa düşecek olan eş yoksulluk nafakası alabilecektir. Burada takdir yetkisi Aile Mahkemesi Hakiminde olacak ve tarafların ekonomik dengeleri ile boşanmaya neden olan olayları araştırarak tarafların kusur oranları belirlenecek ve ekonomik dengeler göz önünde bulundurularak nafakaya hükmedilecektir. Peki uygulamada Aile Mahkemesi Hakimleri kimler için nafakaya hükmetmekte, esasları ne olmaktadır ?
Öncelikli olarak madde metninde bahsi geçen yoksulluk kavramını açıklamakta fayda var. Yoksulluk mevcut toplum koşulları içerisinde eşin maddi açıdan yaşam standartlarının düşmesi, yaşanabilirlik değerinin düşmesi olarak tanımlanabilir. Hal böyleyken Aile Mahkemesi Hakimleri de yoksulluğu mevcut yaşam standartlarına göre değerlendirecek ve bir karara varacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da ‘yemek, giyinmek, barınmak, sağlık, ulaşım, eğitim gibi zaruri harcamaları karşılamayacak düzeyde olan eşlerin’ yoksul olarak kabul edilmesi gerektiği görüşündedir. Bu doğrultuda ;
- Geliri düşük olan veya hiç olmayan kişiler,
- İşten çıkarılmış,kovulmuş olan kişiler ( Yargıtay, işten istifa etmiş yani kendi isteğiyle ayrılmış kişilerin yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı görüşündedir)
- Ev kadını olanlar,
- Asgari ücretle çalışan eşler,
- Geçici işlerde çalışan eşler yoksulluk nafakası alabilir.
Yukarıda saydığımız hususlarda tabii ki yargılama süresince diğer etkenler de değerlendirmeli ve yukarıda ve yoksulluk nafakası yazımızdaki esaslar doğrultusunda karara ulaşılmalıdır. Ev hanımı olup da dul aylığı olan eşe almış olduğu dul aylığı yetiyor olabilir ve mahkeme bu hususta kanaat getirebilir. Böyle bir durumda hakim yoksulluk nafakasına hükmetmeyebilir. İşbu nedenlerle her somut olay ve her dava kendi içerisinde farklılık gösterecek, tüm şartlar birlikte değerlendirilecektir.v